Paylaş
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un geçen cumartesi günü yaptığı bir açıklamada BRICS’e “tam üye” statüsünde yeni üyelerin katılımına oldukça mesafeli bir bakış sergilemesi, bunun yerine “ortak ülke” gibi kategoriler üzerinde durması, bu meseleyle ilgili soruların daha da ön plana çıkmasına yol açtı.
Bu konudaki tartışmalar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ayın sonuna doğru 22-24 Ekim tarihlerinde Rusya’nın Kazan kentinde düzenlenecek BRICS zirvesine katılacak olmasını, şimdiden projektörlerin altına sokuyor.
*
Ancak bu başlıktaki tartışmaları değerlendirebilmek için önce dosyanın arka planını kısaca hatırlamamız gerekiyor.
Türkiye’nin üyelik için BRICS’e başvurduğu önce 2 Eylül tarihinde Bloomberg medya tarafından Ankara’daki bazı “kaynaklara” dayanılarak duyuruldu. Ardından TASS Ajansı’na göre, 4 Eylül tarihinde Rusya lideri Vladimir Putin’in dış politika başdanışmanı Yuri Uşakov “Türkiye tam üyelik için başvurdu. Bunu değerlendireceğiz” açıklamasını yaptı.
Burada kayda değer bir nokta, başvurunun yapıldığını gösteren bu açıklamaların, haberlerin tekzip edilmemesi oldu.
Bu arada AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 3 Eylül tarihinde “BRICS’e üye olmak istediğimizi zaten Sayın Cumhurbaşkanımız çeşitli defalarda ifade etti. Bu konudaki talebimiz açıktır, bu süreç işlemektedir... Türkiye’nin BRICS dahil bütün bu önemli platformlarda yer almak istediğini Sayın Cumhurbaşkanı’mız net bir şekilde ifade etmiştir” diye konuştu.
İlginç bir husus daha var. Eylül ayının öncesinde Türk yetkililer, Ankara’nın BRICS hedefini “üyelik” yerine, daha çok örgüt ile “işbirliğini geliştirme”, “işbirliği imkânlarını araştırma” gibi genel kavramlar üzerinden ifade ediyorlardı.
*
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın attığı bazı adımlar da önemli. Fidan, Çin’i ziyareti sırasında 3 Haziran tarihinde Pekin’de bir düşünce kuruluşunda yaptığı açıklamada “Türkiye’nin AB ile gümrük birliği içinde olmakla birlikte BRICS gibi farklı platformlarda çeşitli ortaklarla yeni işbirliği imkânlarını araştırdığını” söylemişti.
Fidan, bunun ardından 11 Haziran’da Rusya’nın Nijniy Novgorod kentine giderek, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un BRICS dönem başkanı olarak bu örgüte ilgi duyan bir grup ülkeden mevkidaşlarıyla düzenlediği bir toplantıya katılmıştı. Bunu, Fidan’ın aynı gün Moskova’ya geçerek Kremlin’de Rusya lideri Vladimir Putin tarafından kabulü izlemişti.
Putin, Fidan’la görüşmesi sırasında Kremlin’in web sitesine de konan açıklamasında “Türkiye’nin BRICS çalışmalarına yönelik ilgisini memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye’nin bu birliğin ülkeleri ile birlikte olma isteğini mutlaka her şekilde destekleyeceğiz” demişti.
Altı çizilmesi gereken bir nokta, Putin’in de üyelik yerine Türkiye’nin “Brics çalışmalarına yönelik ilgisi”nden söz etmesidir.
Keza Fidan da bu ziyaret sırasında gazetecilere açıklamalarında BRICS’e “üyelik” gibi bir konudan söz etmemiştir.
*
Derken geçen eylül ayının başında birden Türkiye’nin “tam üyelik” için başvurduğu Putin’in başdanışmanı tarafından açıklanmıştır.
Hâlâ açıklık kazanmayan bir nokta, bu başvurunun hangi tarihte, hangi kanal üzerinden yapıldığı sorusudur. Örneğin Fidan’ın haziran ayındaki Kremlin ziyaretinde mi yapılmıştır?
Tabii yanıt bekleyen başka sorular da var. BRICS’in dönem başkanı olması çerçevesinde başvurunun yalnızca Rusya’ya iletilmesiyle mi yetinilmiştir? Yoksa eş zamanlı olarak bütün BRICS üyelerine birlikte mi iletilmiştir?
Başvurunun yalnızca Rusya’ya gittiğini varsaydığımız bir durumda, yine de nihai karar için hepsinin onayı gerekeceğinden, bir şekilde diğer BRICS üyelerine de destek beklentisinin hissettirilmiş olması akla yatkın görünüyor.
BRICS’in üye sayısı en son Suudi Arabistan’a da katılımıyla birlikte 10 ülkeye çıkmıştır. İlk resmi zirvelerini 2009 yılında yapan başlangıçtaki dört üye Brezilya (B), Rusya (R), Hindistan (I) ve Çin Halk Cumhuriyeti (C), sonradan katılan Güney Afrika (S) ile çekirdek grubu oluşturuyor.
Bu yıl başında dahil olan ve BRICS kısaltmasına ek (+) olarak gösterilen ikinci dalgada İran, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Etyopya ve Suudi Arabistan yer alıyor.
BRICS’te kararlar oybirliği ile alındığı için talepte bulunan başvurucu ülkelerin dosyalarında bu 10 ülkenin toplu onayı gerekecektir.
*
Şimdi Rusya Dışişleri Bakanı’nın yeni üyeler konusundaki açıklamalarına gelelim. Lavrov, cumartesi günü New York’taki basın toplantısında BRICS’e Latin Amerika’dan yeni katılımlar olup olmayacağı yolunda bir soruyla karşılaşıyor.
Lavrov, şu yanıtı veriyor:
“Genişleme konusunda bütün üyeler, şu an için yeni kararlar almaktan kaçınmanın ve bunun yerine aynı bakışa sahip ülkeler olarak ortaklığımızı yeni koşullara uyarlamamızın daha makul olacağını düşünüyorlar. Beş üyeydik, ona çıktık. Kuşkusuz, kendimizi uyarlamak ve yeni üyelerin yıllar zarfında ortaya çıkmış BRICS teamüllerine yumuşak bir geçiş yapabilmelerini sağlamak için biraz zamana ihtiyacımız var.”
*
Bu sözleriyle tam üyelik kapısını yeni başvurucuların tümüne kapatmış oluyor Rus Dışişleri Bakanı. Buna karşılık, hemen ardından 2023’teki zirvede alınan kararlar çerçevesinde Kazan zirvesinde liderlerin yeni üyelikler konusunda getirilecek tavsiyeleri ele alacaklarını da anlatıyor.
Lavrov’un anlatımına bakılırsa, Kazan’da yeni bir statü olarak “ortak ülke” kategorisi önerilecektir üyeler tarafından. Ortak üyeler BRICS faaliyetlerinin çoğuna misafir olarak değil sürekli bir şekilde dahil olabileceklerdir.
“Potansiyel üyelerle ilgili bir listemiz var” diye konuşuyor Lavrov. “Ortak” olmak için 20 kadar aday bulunduğunu belirttikten sonra, ortak olmadan BRICS ile “sürekli temas içinde kalmak isteyen” ayrı bir ülke grubundan söz ediyor ve bunların sayısını “bir düzine kadar” diye ifade ediyor.
“Kararı cumhurbaşkanları verecek” diyerek bu ay sonundaki zirve toplantısını işaret ediyor Lavrov ve ekliyor:
“Benim herhangi bir mutabakat hakkında tahminde bulunmam uygun olmaz. Her şey açıklanacak.”
*
Görüleceği gibi, Lavrov’un açıklamalarından hiçbir başvuru sahibi açısından BRICS’e tam üyelik gibi bir statünün en azından bu aşamada söz konusu olamayacağını anlıyoruz. Bunun yerine “ortak ülke” kategorisi muhtemel görünüyor. Lavrov’un “sürekli temasta kalan” ülke kategorisinden bahsettiğini de hatırlayalım.
Burada vurgulamamız gereken bir nokta, Türkiye’nin başvurusunu hangi üyelik kategorisi için yaptığı hususunda da tam bir açıklık olmamasıdır. Putin’in danışmanı Uşakov “tam üyelik” ifadesini kullanmıştı. AK Parti Sözcüsü Çelik yalnızca “üyelik”ten söz etmiştir. Diğer Türk yetkililer ise daha çok genel ifadeler içinde kalmayı tercih etmiştir.
BRICS dosyasında Türkiye’nin üyelik başvurusunun ne zaman, nasıl iletildiği ve bu dosyanın diplomasisinin nasıl yürütüldüğü başlıklarında kamuoyu açısından açıklık kazanması gereken noktalar var.
Ama en azından bugünden net bir şekilde gördüğümüz, her halükârda BRICS’e tam üyelik gibi bir seçeneğin zaten mümkün görünmemesidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı Kazan’daki BRICS Zirvesi’ni bekleyelim...
Paylaş